Semiha dayanamadı, dedi ki:
"Artık bu kadarı fazla!"
"Hayır, az! Aşk zannettiklerimizin çoğunda meçhule karşı merakın da tesiri vardır. Daha yakından tanımak, öğrenmek, mahremiyetine girmek merakı... Halbuki üç sene birlikte yaşanmış bir kadının tanılacak, öğrenilecek tarafı kalmamıştır. Eğer onu sevmeye başladınızsa bu aşkı yabancı maddelerden de ayrılmış, temizlenmiş, sadece cevheri kalmış bir aşk saymamız lazım gelmez mi? Ben Perihan'da ne vücudunun bir kısmını, ne hususiyetini, ne ruhunu merak edebilirim. Hepsini biliyorum, hepsi gözümün önünde. Peki, ne istiyorum? Niçin onu bu derece arıyorum, harap oluyorum? Bana yeni bir şey getirmeyecek... Sabahleyin bildiğim şekilde uyanacak, akşam gene bildiğim tavırlarıyla yatağına girecek, bildiğim Perihan'ı bulacağım; bildiğim ve bir aralık bezdiğim Perihan'ı, değil mi? O halde nedir bendeki bu ateş?"
Semiha cevap veremedi ama dilinin ucuna geldi:
"Kıskançlık!"